Gazeteciler, basın emekçileri her gün ama her gün, bayramda, özel günlerde, kışın, yazın, karda, ayazda, poyrazda, sıcakta, lodosta, pandemide, salgında, depremde, yangında, her türlü olumsuzlukta ve toplumsal olayda en önde mesleklerini gerçekleştirmeye çalışıyorlar.
Özellikle yerel basın emekçileri, yıllardır düşük ekonomik koşullarda, açlık sınırının altında alınan maaşlarla, dar gelirle, kira zamlarıyla, A’dan Z’ye hayat pahalılığıyla mücadele etmeye, mücadele ettikçe bir bir mesleği bırakmaya devam ediyorlar.
Gazetecilik bölümü mezunları, asker, polis, zabıta olmak için adeta sıraya girerken, acımasız hayat koşulları ve adaletsizlik yerel basın emekçilerinin, alın terlerini soğutuyor.
Emeklerinin karşılığını alamadıklarını belirten basın emekçileri, sendikal haklarını da arayamadıklarını belirtirken, hak, hukuk, adalet haberlerini, haksızlıkları kamuoyuna aktarıyoruz ancak kendi hakkımızı arayamıyoruz ifadelerini kullandılar.
Nesli tükenen meslek haberleri yapan Yerel Basın Emekçileri, kendilerinin tükendiklerini de adeta sessiz bir çığlıkla duyurmaya çalışıyorlar…